
Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının sene-i devriyesinde Türk Müziği formunda bestelenmiş bir eser yayınlandı.
“Birçok defa bu musıkinin (Türk musıkisinin) tam haysiyetini bulamıyoruz. İşte bu dinlediğimiz musiki hakiki bir Türk musikisidir ve hiç şüphesiz yüksek bir medeniyetin musikisidir. Bu musikiyi dünyanın anlaması lazımdır. Onu bütün dünyaya anlatabilmek için, bizim milletçe bugünkü medeni dünyanın seviyesine yükselmemiz gerekir.”
Mustafa Kemal Atatürk
Bu dinlediğimiz müzik, öz Türk Müziği’dir. Yüzyıllara dayanan temeli olan, yüksek sanatlı, çoğumuzun “öeff” diyerek yarıda bıraktığımız bir musıki! Kültürümüzün her alanda yozlaştığı bu alanda, bestekârının hiçbir Türk vatandaşının tanımadığı ve arşivi Cumhurbaşkanlığı himayesine alınarak korunan Cinuçen Tanrıkorur; güftesinin de yine hiçbir Türk vatandaşının tanımadığı Rakım Çalapala tarafından yazılan “ATAM” isimli segâh makamındaki bu eser, bu önemli günde yayınlandı.
Defalarca kez Türk Müziği hakkında bu yüksek kültürü sizlere hatırlatan yazılar yazmış bir yazar olarak, bunu tekrar yazmanın anlamı yok. Anlaşılan o ki, günümüz Türk milleti okuyarak kendine çeki düzen verecek ferasete sahip değil. Sorun değil! Maksadımız muasır medeniyet seviyelerinin en üstünde Türk sanatlarını icra ederek getirmek ise bunu kendi mecralarında gerçekleştirmeye yılmadan devam edeceğiz. Vazgeçmek yok!
Kültürümüzün her alanındaki aktarıcılarına ve çalışanlarına, gönül verenlerine destek olarak, Türk kültürünün üstüne koyarak gelişimine destek verelim, bu yüksek kültür ürünleri yıllar sonra keşfedilerek bizlere dandik bir köşe yazarının yazısında yeniden yeniden hatırlatılmasın (!)
Ata’mızı saygı, rahmet ve çalışarak anıyoruz. Gözü arkada kalmasın!
Saygılarımla…
Ferdi Şah